31 Temmuz 2013 Çarşamba

İktisat Sözlüğü

  Açık piyasa işlemleri: Merkez bankasının paranın değerini kontrol etmek amacıyla yaptığı piyasa işlemlerine denir.Örneğin enflasyon dönemlerinde paranın satın alma gücü düşer. Merkez bankası bunu kontrol etmek amacıyla piyasaya tahvil veya hazine bonosu satarak piyasadaki para arzını daraltarak paranın satın alma gücünü artırır. Tabi bunu belirli bir noktaya kadar sürdürür yoksa tam tersi bi durum oluşup paranın değeri aşırı yükselebilir.
  Arbitraj: Farklı piyasalardaki kur farklılıklarından yararlanarak kâr sağlamak anlamına gelmektedir. Forex piyasalarında da kullanılır. Çünkü getirisi garantidir ve risk almak gerekmez.
  Atıl para: Kısaca piyasada kullanılmayan para denebilir. Yastık altı birikimler buna örnek oluşturmaktadır.
  Bilanço: Bir işletmenin belirli bir zamanda sahip olduğu sermaye, varlık ve borç durumunu gösteren verilerdir.
  Borsa: Hisse senedi, tahvil, bono, yatırım fonları, emtia ürünleri vs. menkul kıymetlerin alınıp satıldığu finansal piyasadır.
  Büyüme: Bir ülkenin işgücünün çoğalması, üretim araçları ve GSMH'nın artması vb. genel verilerin yükselmesidir. Ekonomide fiziksel olarak bir büyüme söz konusudur.
  Cari kur: Gerçek kurdur. Döviz piyasasında günlük olarak döviz alım, satım işlemiyle oluşur.
  Çapraz kur: Ulusal para haricinde iki yabancı para arasındaki değiştirilme oranıdır. Örneğin 1$ = 1.93tl ,
1 € = 2.56tl ise çapraz kur 1€ = 1.32$.
  Deflasyon: Enflasyonun tam tersidir. Ancak olumlu bir şey gibi gözükse de enflasyondan daha zararlı olabilen durumdur. Çünkü deflasyon'un görüldüğü ülkelerde fiyatlar genel düzeyi düşerken milli gelir de düşmekte ve üretim hacmi daralmaktadır.
  Dezenflasyon:  Radikal olmayan deflasyonist uygulamalarla enflasyınun kontrol altına alınması uygulamalarıdır.
 Devalüasyon: Aslında hiç de yabancı olmadığımız bir terim. 2001 de duymuştum ilk olarak. Ecevit hükümeti baştaydı. Kısaca bir ülkenin parasının değerinin dış satın alma gücünün düşürülmesidir. Saçma gelebilir. Neden satın alma gücü düşürülsün ki ? diyebilirsiniz. Bunun iki sebebi vardır. ilk olarak bir ülke parası uluslararası standartların üzerinde bir satınalma gücüne sahipse aynı zamanda ülke içinde de standart üstü bir üretim maliyeti vardır. Paranın değeri düşürülerek maliyetlerde de düşürülme yapılır. İkinci sebep ise ulusal paranın değerinin düşürülmesi diğer ülke paralarına nisbi olarak değer artırımı demektir ki bu da ihracatı artıracaktır.
  Döviz: Kısaca yabancı paraların tümü.
  Döviz kuru: Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri.
  Döviz tevdiat hesabı: Ticari bankalarda açılmış olan döviz hesaplarına verilern isimdir. Yurt içinde veya yurt dışında olması bişey değiştirmez.
  Dünya bankası: Az gelişmiş ülkelerin kalkınması için borç para vermek amacıyla kurulmuş bankadır. Aslında tanım bu olsa da kimse babasının hayrına başkasına yardım etmez. Hele kan emici batı uygarlığı. Borcu verir sonra da bin katını almasını bilirler.
  Enflasyon: Ekonomi deyince aklımıza gelen ilk şey belki de enflasyondur. Hemen hemen her gün televizyonlarda duyarız. Artık yeni yetme liseli gençlik bile siyasi tartışmalarında kullanmaktadır. Bu kadar sık kullanılmasına rağmen kullananların neredeyse yarısından fazlası ne anlama geldiğini bilmez. Neyse bu kadar eleştiri yeter. Enflasyon kısaca fiyatlar genel düzeyinin yükselmesidir. Yani cebinizdeki paranın satın alma gücü düşer. En büyük sebebiyse arzın talebe yetişememesidir. Üretilen ürün talep edilenden azsa doğal olarak fiyatlar yükselecektir. Aslında her zaman zararlı değildir. Hatta belli seviyelerde faydalı bile olmaktadır. Çünkü enflasyon belli bir seviyenin altına düştüğünde üretim azalır deflasyonist etki ortaya çıkar.Önemli olan enflasyonu kökten kaldırmak değil kontrol altında tutmaktır.
  Eşel mobil: İşçilerin hayat pahalılığı karşısında korunması amacıyla uygulanan otomatik zam sistemidir. Enflasyona göre otomatik uygulanır. Erbakan döneminde uygulandığı söylenmekte ancak hatırlayacak kadar yaşlı değilim. Allah gani gani rahmet eylesin.
  Factoring: Müşteri (şirket) alacaklarının factor denilen gerçek ya da tüzel bir kişi tarafından bedeli peşin ödenerek satın alınmasıdır.
  Faiz: Ödünç alınan belirli bir fonun kullanma bedelidir. (Haramdır. Sakınabildiğiniz kadar sakınınız.)
  Fonlama:  Özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlamak demektir. Senet ihraç edilmesidir. Şirketler borç alarak ya da özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlarlar.
 Gayri Safi Milli Hasıla: Adından da anlaşılacağı üzere saf olmayan milli hasıla demektir.Bir ülkede bir yıl içerisinde üretilen tüm mal ve hizmetlerin piyasa değeridir. Eğer saf değilse katılmış bişeyler var diyeceksiniz. Nedir o bişeyler? Amortisman bedelidir. Yani sermaye mallarında meydana gelen aşınma bedelidir.
  Halka arz: Şirketlerin kaynak ihtiyacı nedeniyle özkaynak yoluyla senet ihraç ederek kaynak sağlamasıdır.Yani anonim şirketleri haline gelerek hisse senedi satışı yaparlar. Böylece halka arz edilmiş olurlar.
  Hazine: Devletin tasarruflarını ve mali işlerini kontrol eden kurumdur.
  Hazine açığı: Belirli bir dönemde hazinenin kamusal giderler için yaptığı harcamanın kamudan gelen kaynakları aşması durumudur.
  Hazine bonosu: Hazine tarafından vadesi 1 yıldan kısa süreli olarak çıkarılan ve iskontolu olarak işlem gören borçlanma senetleridir.
  Hiper enflasyon: Olağanüstü bir durumu ifade eder. Para çok sık değer kaybeder. Genellikle savaş ve kaos ortamlarında görülür. Yeni bir para biriminin kabul edilmesi ile sonuçlanabilir.
  Hisse senedi: Anonim şirketleri tarafından çıkarılan ve anonim ortaklığın sermayesine belirli bir katılma payını temsil eden kıymetli evraktır.
  İşlem hacmi: Borsada bir günde yapılan toplam alım satım işlem miktarıdır. Örneğin tek bir hisse senedi 1 tl olsun eğer bir günde bir tane hisse senedi satılıp sonra geri alınırsa 2 tl'lik işlem hacmi olur. İşte bu şekilde yapılan her bir hisse senedi işleminin toplamıdır işlem hacmi.
  İşlem miktarı: Bir seansta ya da belli bir dönemde alınıp satılan hisse senedi adedidir.
  Kambiyo: Para ya da para yerine geçen belgelerin değiştirilmesi işlemidir. Para alım ve satımı ile ilgili işlemleri kapsar.
  Kapitalizasyon: İşletmelerin birikmiş yedek para ve kârının sermeye artırımında kullanılmasıdır.
  Kâr: Toplam hasılattan toplam maliyetin düşürülmesi ile elde edilen rakamdır.
  Kâr transferi: Bir ülkede yatırım yapmış olan yabancı sermaye sahiplerinin elde ettikleri kârlarını yurt dışına çıkarmalarıdır.
  Kara para: İllegal yollardan elde edilmiş ya da vergisi ödenmemiş paraya verilen isimdir.
  Kayıt dışı ekonomi: Devletten gizlenen, vergisi ödenmeyen, kayda geçilmeyen ve bu yüzden de denetlenmeyen piyasaları ifade eder. örneğin kreşler vergilendirilebilen ve denetlenebilen kurumlardır ancak evde çocuk bakan bir ev kadının bu faaliyeti kayıt dışıdır.
  Konsolidasyon: Uluslararası borç işlemlerinde bankaların ya da borçlu olan ülkelerin vadesi gelen borçlarını yeniden uzun bir vadeye ertelemesidir.
  Konvertibilite: Bir ülke parasının başka bir ülke parasına serbestçe dönüştürülebilmesi ve uluslararası ticari işlemlerde değişim aracı olacak kullanılabilmesidir.
  Kredi: Belli miktarda bir satınalma gücünün belirli bir vadeyle geri alınmak üzere bir bedel karşılığı özel ya da tüzel kişilere verilmesidir.
  Leasing (finansal kiralama): Çok fazla teknik açıklamaya girmeyeceğim. Zaten bu zıkkımın teknik açıklaması nasıl olur onu da bilmiyorum. Kısaca satın almak istediğiniz bir mal veya hizmet var ve yeterli sermayeye sahip değilsiniz. Bu durumda bir factoring şirketine başvurursunuz ve bu şirket sizin yerinize o malı satın alır ve belirli bir kâr ve vade karşılığında size satar. Bir zamanlar babam da bu tarz bir işe girişmişti ve yüklü miktarda borç altına girdi. Ancak sonrası hiç hoş olmayan tecrübeler yaşadı. Kısaca böyle bir yola başvururken iki kez düşünmelisiniz.
  Lot: Borsada 1.000 adet hisse senedi bir araya gelerek de birer lotu oluşturur. Böylece 1 lot senet miktarı, şirketin 1.000.000 liralık sermayesini temsil etmektedir ve İMKB’de işlemlere konu birimi teşkil etmektedir. Lotun altındaki küsuratlı miktardaki senet miktarları normal seans esnasında alım-satıma konu olabilmekle beraber fiyat kotasyonları verilememektedir. 
  Mali İstikrar: Geniş anlamda mali sistemin ya da altyapısının, dar anlamda da mali piyasanın dengede olmasıdır.
  Mali Politika: Kamunun; vergi, masraf ve borç idaresiyle piyasadaki para miktarını kontrol etmesine yönelik politikaların bütünüdür. Ekonomistlere göre, para politikasından daha etkilidir.
  Menkul kıymet: Ortaklık veya alacaklılık sağlayan belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları kurulca belirlenen kıymetli evraktır.
  Menkul kıymet ihracı: Sermaye piyasası araçlarının ihraçcılar tarafından çıkarılıp halka arz edilerek veya halka arz edilmeksızın satışıdır.
  Menkul kıymet iradı: Menkul ve gayri menkullerden elde edilen faiz, kira, rant gibi hasılatı ifade etmektedir.
  Merkez Bankası: Banknot ihraç eden, hükümetin para ve kredi politikasını yürütmede yardımcı olan, veznedarlık görevini üstlenmis, devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan bir kurumdur.
  Mevduat: Belirli dönem için geri ödemek koşuluyla belirli bir bedel karşılığında mevduat sahibi kişilerce bankalara tevdi edilen paradır.
  Müşteri bazında saklama: 1995 yılından itibaren borsa yatırımcılarının borsa üyeleri nezdindeki saklama hesaplarının Takasbank nezdinde eşlenerek müsterinin kod ve şifresini kullanarak Takasbank nezdindeki bakiyesini takip edebilmesini sağlayan hizmettir.
  Nominal değer: Para, çek, senet, hisse senedi, tahvil, pul vb. menkul(taşınabilir) kıymetlerin üzerinde yazılı olan değerdir. İlgili kıymetin reel değerinden farkı kıymetin piyasadaki gerçek değerini yansıtmaması, gerçek satınalma gücünü ifade etmemesidir.Piyasa koşullarına göre bu fiyatın altında veya üstünde bir değere alınıp satılabilirler.
  Ortodoks istikrar programı:Uluslararası Para Fonu IMF’nin 1970’li yıllardan bu yana enflasyonla mücadele eden ülkelere tavsiye ettiği programlara genel olarak verilen addır. Ortodoks kelimesi burada klasikleşmiş, klişeleşmiş istikrar programları anlamında kullanılmaktadır. Bu programda IMF ücretlerin dondurulmasını, program öncesi belirli bir oranda devalüasyon sonrası yavaşlatılmış kur politikasını tavsiye eder ve tüketimi kısarak enflasyonun kontrol altında tutulmasını önerir. Bu klasik program bir çok uygulayıcı ülkede başarıya ulaşamamış, hatta enflasyonun daha da hızlanmasına neden olmuştur.
  Para: Malların alım ve satımında kullanılan değişim aracı olarak tanımlanabilir.
  Para arzı: Piyasadaki para miktarıdır.
  Para piyasası: Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı, genellikle merkez bankaları tarafından yönlendirilen piyasalardır.
  Para politikası: Bir ülkedeki para arz hacmini değiştirmeye yönelik uygulanan politikalardır.
  Portföy: Bir yatırımcının sahip olduğu tüm menkul kıymetlerdir.
  Reel sektör: Finans sektörü dışında kalan ve doğrudan üretime katkısı olan sektördür.
  Repo: Bir menkul kıymetin işlem başlangıç valöründe satılıp bitiş valöründe geri alınmasını ifade eder. Repo yapan taraf parayı kullanan taraftır. Açılımı “geri alım vaadiyle satış”tır.
  Revalüasyon: Bir ülke parasının diğer ülke paraları karşısında değer kazanma sürecidir.
  Rezerv para: Uluslararası mali kuruluşlar ile hükümetlerin ellerinde bulundurdukları para miktarıdır.
  Risk: İstenmeyen sonuçlarla karşılaşma olasılığıdır.
  Sabit döviz kuru: Bir ülke parasının bir döviz karşısında sabit kurla işlem yapmasıdır.
  Satın Alma Gücü Paritesi (SGP) : Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır. Eldeki toplu bir para parite oranı ile farklı bir para birimine dönüştürüldüğünde, tüm ülkelerde aynı sepetteki mal ve hizmetler satın alınabilir. SGP ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını yok ederek, ulusal para birimlerini birbirlerini dönüştüren orandır.
  Serbest döviz kuru: Döviz kurunun piyasa işlemlerine göre belirlendiği kur sistemidir. Piyasadaki döviz arz-talep durumu kuru belirler. Türkiyede de bu sistem geçerlidir. Ancak merkez bankası istenmeyen durumlarda müdahale etmeye hazırdır.
  Sermaye piyasası: Genellikle uzun vadeli fon ihtiyaçlarının karşılandığı ve hazine tarafından kontrol edilen piyasalardır.
  Spekülasyon: Bireyin gelecekle ilgili beklentileri doğrultusunda fiyat ya da döviz kurundaki değişmelerden gelir elde etmek için yapılan işlemdir.
  Tahvil: Anonim şirketlerin kaynak bulmak amacıyla Ticaret ya da Sermaye Piyasası kanunlarına göre, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetidir. 
  Takasbank: Takasbank, Türkiye'de menkul kıymetlerin takası, saklaması ve uluslararası standartlarda numaralandırılması ile görevlendirilmiş bir sektör bankasıdır. Takasbank, Bireysel Emeklilik Sistemi'nin başlamasıyla emeklilik yatırım fonlarının da saklayıcısı konumuna gelmiştir. Takasbank, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından Türkiye'nin "merkezi saklama kuruluşu" olarak kabul edilmiştir. Borsa İstanbul A.Ş'de (BIAŞ) gerçekleşen tüm menkul kıymet alım/satım işlemlerinin takası da Takasbank tarafından gerçekleştirilmektedir.
  Tasarruf: Gelir ile tüketim arasındaki pozitif farktır. Yani elde edilen gelirden tüketim harcamalarını çıkarttığınızda elinizde kalan mebladır.
  Tasarruf mevduatı sigorta fonu:  Tasarruf mevduatı sahiplerini belirli bir tutara kadar ilgili bankanın ödeme yetersizliği riskine karşın sigorta etmektir.
  Tavan fiyat: Hisse senetlerinin bir senet içinde görebileceği en yüksek fiyattır.
  TEFE: Toptan eşya fiyat endeksi. Enflasyon rakamı olarak alınır.
  Tekel: Tek bir satıcı ve karşısında çok sayıda alıcının olduğu durumdur.
  Teknik analiz:  Hisse senedi veya borsa endeksi fiyatının ya da işlem miktarında meydana gelen değişmelerin genellikle grafiklerle açıklanması ve geleceğe yönelik trend belirleme aracıdır.
  Temel analiz: Hisse senetlerinin gerçeğe en yakın fiyatlarının belirlenmesine yönelik izlenen bir yöntemdir.
  Temerrüt:  Taahhütlerinin gerektirdiği ödeme veya menkul kıymet teslimatlarını belirlenen süreler içinde gerçekleştirmeyen borsa üyesi, herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın temerrüde düşmüş sayılır.
  Temettü (kâr payı): Ortakların dönem içinde elde ettikleri kardan mevcut ortakların pay alma hakkıdır.
  Temettü getirisi: Hisse senedinin yıllık getirisidir.
  Teminat mektupları: Alıcı ile satıcı arasındaki güvenin sağlanması için bir banka aracılığına ihtiyaç duyulur. Bankalar borçluya kefil olarak bu güveni sağlar.
  Ters repo: Bir menkul kıymetin başlangıc tarihinde alınıp bitiş tarihinde geri satılması işlemidir. Ters repo yapan parayı kullandıran taraftır.
  Tezgah üstü piyasa (Over The Counter-OTC): Değerli evrakların ticaretinin yapıldığı standardize edilmemiş piyasalardır.
  TÜFE: Tüketici fiyat endeksi.
  Vadeli işlem sözleşmesi: Sözleşmenin taraflarını belirlenen ileri bir tarihte üzerinde anlaşılan fiyattan standartlastırılmış miktardaki bir mali veya kıymeti alma veya satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir.
  Valör: Kredi ya da mevduat için bankaca faizin işletilmeye başlandığı tarihe denir.
  Yatırım: Belli bir getiri sağlamak amacıyla, belirli vadelerde birikimlerin yatırım araçlarına bağlanmasıdır.Yatırımcı yaptığı yatırımın maliyetini üstlenir. Bu onun riskidir. Eğer yatırımcı kendi öz fonlarını kullanarak yatırım yapıyorsa, en azından bu fonların maliyetini karşılaması gerekir.
  Yatırım danışmanlığı: Müşterilere sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık ve kuruluşlar, yönlendirici nitelikte yazılı veya sözlü yorum ve yatırım tavsiyelerinde bulunulması faaliyetidir.
  Yatırım fonları: Halktan katılma belgeleri karşılığı toplanan paralarla belge sahipleri hesabına, oluşturulan portföyü işletmek amacıyla kurulan malvarlığıdır.
  Yatırım ortaklıkları: Sermaye piyasası araçları ile altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kurumlarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder